Semiha Özgür SEZER

Güçlü olmaya odaklanan insanlar, hayatlarının garantisini güçle kesinleştirmeye çalışanlar. Bu durum çok rahatsız edici halkın nezdinde ve gerçekten ele alınması gereken bir konu .

Güç zehirlenmesi yaşayan insan, sağır, kör olduğunda, inanın kendine buyruk bir kraliyet kuruyor ve aslında ileride kendine çok iyi cevap verecek bir halkı kendine cephe aldırıyor .

Yani her şey geçici. Şöyle düşünün; bu şehirden, ülkeden; kaç bakan, vekil, başkanlar geçti.

Geçiyor yani her şey, herkes geçiyor, bitiyor.

Sadece geriye yaşattıkları, bıraktıkları, eserleri konuşuluyor . Ya dua ya ah lar…

İnsanlar iş bulamadığında belki partiye girersem, orda ilçe başkanı, yok birim başkanı, yok üye olursam, başkana yakın, hanımına yakın, vekile yakın, ona yakın buna yakın olursam bir ekmek teknesini bedavadan alırım diyemesinler.

 Öyle okuyan, emek harcayan, LGS lerde stres ata ata büyüyerek, YGS  ‘lere kendini paralayarak giren gencin, bin bir emekle okutan ana babanın heyecanını kursağında bırakan hazin sonu hiçbir yönetici yaşatmasın insana.

Bu vebal çok büyük.

Bir aile danışmanı  ve insan sarrafı olarak şunu diyebilirim ki, tüm hikâye sizden ibaret değil, sizin yaptığınız hatalar çocuklarınızın karşısına çıkıyor.

Aile dizimin de bunu danışanlarımda sıklıkla görüyorum. Bu öykülemeyi sizde yaşayacaksınız emin olun. Ama körlük, hırslar, gücün iştahı. Kapılanlar şehir için talihsizlik. Ama herşey gülistanlık sağır ve körler için.

Hani bazen siyasete bakıp yorum yapıp, hizmet edecek adamlar yok deniliyor ya; hizmet insanın gönlünde kardeşim.

Ama maalesef siyasetin içinde olmanın, bir güç aracı olduğu inancına sahip olanlar, emin olun bu şehre hizmet etmeyen, güçlüyüm endamıyla sadece fotoğraf verenler .

 Ama işte herkesi de ayıklayamıyorsunuz, falancanın yakını, falanca vekilin osu busu, falancanın sözü, eli… Bu hep olacak. Her güce sahip olanda aynı etik ve ahlaki değerde değil çünkü.